Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türk halkının AB'ye verdiği onayın hızlı bir şekilde yeniden artabileceğini, ancak bunun “Avrupalı dostlara” bağlı olduğunu belirtti.
Yalçındağ, Alman “Die Welt” gazetesinde yayınlanan röportajında, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin ve Alman Hristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin (CDU), Türkiye'nin AB üyeliğine karşı sergilediği tutumun, Türk halkı arasında AB'ye verilen onayı azalttığını belirterek, “Bu bir tepkidir. Medya alanında da çalıştığım için AB onayının artmasının Avrupalı dostlarımıza bağlı olduğunu biliyorum. Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili olarak yapılan sert yorumların Türk kamuoyuna büyük etkisi oluyor” dedi.
Türkiye'nin, AB süreciyle, kendisini siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak yenilemek istediğini ifade eden Yalçındağ, “Bunu öncelikli olarak kendisi için yapıyor. Son 40 yılda birleşik bir Avrupa'nın, sadece Avrupa ülkeleri için değil, dünyadaki diğer ülkeler için de iyi olduğuna inandık. Bu, tarihi çağımızın medenileşme sürecidir. Bizler de bu değerleri paylaştığımız için Türkiye'de AB üyeliğine destek yüzde 70 ila 75 arasında diğer üye ülkeler arasındaki en yüksek orandı. Ancak Sarkozy ve Alman CDU partisinin tutumu bu oranı düşürdü” şeklinde konuştu.
Yalçındağ ayrıca, Türkiye'de iş hayatında yer alan kadınların oranının yüzde 28 civarında kaldığını, bunun da hala çok düşük olduğunu belirterek, “Diğer Avrupa ülkelerine göre oran olarak daha fazla banka yöneticisi bayanlarımız var. Medya ve akademik alanda da çok sayıda bayan, yönetici konumunda” dedi.
Üniversite diploması olan kadınların iş hayatında neredeyse erkekler kadar temsil edildiklerini ifade eden Yalçındağ, düşük eğitim seviyesi olan kadınların ise genelde evde oturduklarını ve ev işleriyle uğraştıklarını, eğitimin kadınlar için ekonomik yaşama katılmaları için çok önemli olduğunu kaydetti.
Yalçındağ, “Ülkenin yaşadığı değişim sürecinde kadınların durumu iyileştirildi mi?” şeklindeki bir soruya karşılık da, “Evet. Ancak bu değişim çok yavaş ilerliyor. Parlamentoda bugün, çoğu AK Parti'li olmak üzere 50 bayan üyemiz var. Bu yeterli değil. Ekonomide de gelişme var, ancak yavaş ilerliyor” dedi.
AK Parti'nin neden Türkiye'de değişimin en önemli gücü olduğu şeklindeki bir soruya karşılık da Yalçındağ, bunun AK Parti'nin Alman CDU partisiyle benzerliğinden kaynaklandığını, bu nedenle AK Parti'nin de Avrupa Halk Partisi'ne üye olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
“AK Parti'nin yeni bir anayasayla kadın haklarını kısıtlayacağına inanıyor musunuz?” şeklindeki soru üzerine de Yalçındağ, “Türkiye parlamenter bir sistem. Anayasanın değiştirilmesi durumunda tüm ülke bunun arkasında durmalı. Sivil toplum kuruluşları, hükümet dışı örgütler, muhalefet partileri ve sokaktaki vatandaşlar da bu sürece dahil edilmeli. AK Parti bunu anladı” dedi. (Kaynak: Hürriyet)
Yalçındağ, Alman “Die Welt” gazetesinde yayınlanan röportajında, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin ve Alman Hristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin (CDU), Türkiye'nin AB üyeliğine karşı sergilediği tutumun, Türk halkı arasında AB'ye verilen onayı azalttığını belirterek, “Bu bir tepkidir. Medya alanında da çalıştığım için AB onayının artmasının Avrupalı dostlarımıza bağlı olduğunu biliyorum. Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili olarak yapılan sert yorumların Türk kamuoyuna büyük etkisi oluyor” dedi.
Türkiye'nin, AB süreciyle, kendisini siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak yenilemek istediğini ifade eden Yalçındağ, “Bunu öncelikli olarak kendisi için yapıyor. Son 40 yılda birleşik bir Avrupa'nın, sadece Avrupa ülkeleri için değil, dünyadaki diğer ülkeler için de iyi olduğuna inandık. Bu, tarihi çağımızın medenileşme sürecidir. Bizler de bu değerleri paylaştığımız için Türkiye'de AB üyeliğine destek yüzde 70 ila 75 arasında diğer üye ülkeler arasındaki en yüksek orandı. Ancak Sarkozy ve Alman CDU partisinin tutumu bu oranı düşürdü” şeklinde konuştu.
Yalçındağ ayrıca, Türkiye'de iş hayatında yer alan kadınların oranının yüzde 28 civarında kaldığını, bunun da hala çok düşük olduğunu belirterek, “Diğer Avrupa ülkelerine göre oran olarak daha fazla banka yöneticisi bayanlarımız var. Medya ve akademik alanda da çok sayıda bayan, yönetici konumunda” dedi.
Üniversite diploması olan kadınların iş hayatında neredeyse erkekler kadar temsil edildiklerini ifade eden Yalçındağ, düşük eğitim seviyesi olan kadınların ise genelde evde oturduklarını ve ev işleriyle uğraştıklarını, eğitimin kadınlar için ekonomik yaşama katılmaları için çok önemli olduğunu kaydetti.
Yalçındağ, “Ülkenin yaşadığı değişim sürecinde kadınların durumu iyileştirildi mi?” şeklindeki bir soruya karşılık da, “Evet. Ancak bu değişim çok yavaş ilerliyor. Parlamentoda bugün, çoğu AK Parti'li olmak üzere 50 bayan üyemiz var. Bu yeterli değil. Ekonomide de gelişme var, ancak yavaş ilerliyor” dedi.
AK Parti'nin neden Türkiye'de değişimin en önemli gücü olduğu şeklindeki bir soruya karşılık da Yalçındağ, bunun AK Parti'nin Alman CDU partisiyle benzerliğinden kaynaklandığını, bu nedenle AK Parti'nin de Avrupa Halk Partisi'ne üye olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
“AK Parti'nin yeni bir anayasayla kadın haklarını kısıtlayacağına inanıyor musunuz?” şeklindeki soru üzerine de Yalçındağ, “Türkiye parlamenter bir sistem. Anayasanın değiştirilmesi durumunda tüm ülke bunun arkasında durmalı. Sivil toplum kuruluşları, hükümet dışı örgütler, muhalefet partileri ve sokaktaki vatandaşlar da bu sürece dahil edilmeli. AK Parti bunu anladı” dedi. (Kaynak: Hürriyet)